Arka Sokaklar 19. Sezon: Yeni Kadro, Heyecanlı Gelişmeler ve Set Anıları

  • Admin
  • 13 Eylül 2024 08:52

“Arka Sokaklar” 19. Sezona Merhaba Diyor!


“Arka Sokaklar” 19. Sezona Merhaba Diyor!

◊ “Arka Sokaklar” 19’uncu sezona başlıyor. Dizinin fragmanı film tadında olmuş. Heyecanlı mısınız? Seyirciyi nasıl bir sezon bekliyor?

Zafer Ergin: İlk yıllardaki heyecanın hemen hemen aynısını duyuyoruz. Yeni arkadaşların katılması, heyecanımızı daha da artırdı. Bu sezon, iddialı bir yapım olacak; çünkü yeni gelen oyuncuların enerjisi de bize katılacak. Daha fazla heyecan, daha ilginç senaryolar ve izleyiciyi ekrana kilitleyecek bir sezon bekliyoruz. 19. sezon için bunu söyleyebilirim. 20. sezon için ise...

Özgür Ozan: 20. sezon garanti diyorsun, abi! Bu sezon iyi giderse, 20. sezonumuz garanti. Gerçekten de 681’inci bölümle yeni sezona başlıyoruz. 681 bölüm boyunca hiç ayrılmadan çalıştım. Her sezon “Bu sene herhalde sonudur”, “Yok artık bu kadar da olmaz” diyerek geçirdiğimiz zamanlar oldu. Ama bu sezon, geçen sezondan çok daha iyi olacak. Hem teknik hem senaryo açısından yenilenmeye girdik. İzleyicimizi bekleyen güzel sürprizler var. Bu yıl, oyunculuğun da önemsendiği, “İyi oyuncularmış bunlar” dedirtecek bir sezon olacak. Yaptığımız işin herkes tarafından yapılamayacağını düşünüyorum. Bu yüzden biz de heyecanla bekliyoruz.

Şevket Çoruh: “Arka Sokaklar”, temelleri sağlam bir dizi. Diğer yapımcılar sık sık bana soruyor; “19 sene nasıl devam etti?”, “Bu ilgi nasıl sürdü?” Ben de net bir cevap veremiyorum. Rahmetli Türker İnanoğlu’na da sorduğumda o da kesin bir yanıt verememişti. Bu dizi, Türk televizyon tarihinin en uzun süren dizisi haline geldi. Ayrıca, 140 dakika formatında giden tek iş. Hem Türk hem de dünya televizyonu açısından oldukça enteresan projelerden biri. Bu kadar uzun sürmesinin sebebi, Türkiye gündeminin sürekli değişmesi ve sosyolojik bağlamda içinde bulunduğumuz ortamın etkisi oldu. Bu nedenle senaryo sıkıntısı da çekilmedi.

Oyuncu Kadrosundaki Değişim

◊ Oyuncu kadrosunda sirkülasyon olması, ana kadroda yer alanları nasıl etkiliyor?

Zafer Ergin: Yeni gelen arkadaşlarla keyif içinde çalışıyoruz. Yıllar geçtikçe o heyecanı kaybettiğimizi düşünmüyorum. Artık ben eve bile pencereden giriyorum! Bu ruh hali, diğer arkadaşlara da bulaşıyor.

◊ Bu zamana kadar sizi en çok etkileyen konu hangisi oldu?

Ozan Çobanoğlu: Geçen yıl ekip olarak Hatay’a, deprem bölgesine gittik. Orada çok zorlandık. Televizyondan görüldüğünden çok daha fazlası vardı orada. Bu deneyim beni derinden etkiledi.

Özgür Ozan: “Arka Sokaklar”, aslında Türkiye’nin hafızası. Diziyi izlediğinizde, 2006’dan bu yana bu ülkede neler olup bittiğini takip edebiliyorsunuz. Biz olaylara nasıl bakıyoruz, seyirci bunu da merak ediyor. Örneğin pandemide maskeyle çekim yapan tek ekip bizdik. Diğer ekipler de önlem alıyordu ama sanki dünyada böyle bir şey olmamış gibi görünüyordu. “Arka Sokaklar”da ise pandemi varken işin nasıl yürüdüğünü gösterdik.

Ozan Çobanoğlu: Hayatın kendisiyiz diyerek, farkındalık yaratıyoruz ve bu nedenle çok seviliyoruz.

Aksiyon ve Tempolu Çekimler


Aksiyon ve Tempolu Çekimler

◊ Aksiyonu yüksek bir proje. Bu kadar uzun süre böyle bir tempoda çalışmak yorucu değil mi?

Ozan Çobanoğlu: Biz buna alıştık, içimize işledi. O yüzden bu durum normal geliyor.

Oya Okar: “Arka Sokaklar”, Türk dizileri içinde oyuncu açısından en zor şartlarda çekilen dizi. Çünkü bizde uzun uzun bakan karakterler yok; sürekli koşmak zorundayız. Bu da gerçek bir kondisyon gerektiriyor.

Burak Satıbol: Bu konuda en şanslı olan benim sanırım. Rıza Baba ile anlaşmam vardı, “Ben koşmam” dedim ama dizinin atmosferi öyle bir hale geldi ki, kendimi koşarken buldum! Hatta dün pencereden çıkarken bacağımı burktum!

Yeni Kadro ve Heyecanlar

◊ Ebru Hanım, siz kadroya bu sezon katıldınız. Sizin için çekimler nasıl başladı?

Ebru Cündübeyoğlu: Ben ilk kez bir polisi canlandırıyorum; bir emniyet müdürüne hayat veriyorum. Projeye başlarken oyunculuk yapacağım zannettim ama bir anda kendimi polis teşkilatının içinde buldum! Çok heyecanlı ve stresli zamanlar geçiriyorum. Silah nasıl tutulur, nasıl ters kelepçe yapılır, hepsini yeni öğrendim. Yönetmenimiz bu konuda bana çok destek oldu. Çekimlere hazırlanmak için poligonlarda çalışıyorum. Özel Harekat’tan hocalar geliyor ve setin hızına ulaşmaya çalışıyorum. En son “Sete alalım” dendiğinde ben pudramı tazeleyecekler, sahneye çıkacağım zannettim ama herkes “Çatışma mı var, çelik yelekler tamam mı” diye hararetli bir şekilde konuşuyordu. En son bana “Şarjörünüzü doldurdunuz mu? İkinci şarjörü ister misiniz?” diye sordular. Gerekip gerekmediğini bilmediğim için Oya’ya sordum, “İsteseniz iyi olur, belki ölmeyebilirler” dedi! Oynamak için heyecanlıydım ama bir akış var ve ben şaşkınım. Çok heyecanlı günler geçiriyorum. Çatışma deyince gerçekten çatışma oluyor; harıl harıl çalışıyorum.

Burak Satıbol: Bana koçbaşını verdiler, “Kır kapıyı” dediler. Gerçekten kapıyı kırdım!

Set Kazaları ve Eğlenceli Anılar


Set Kazaları ve Eğlenceli Anılar

◊ Hiç set kazası yaşadınız mı?

Zafer Ergin: “Sen bunu vuracaksın” dediler ve çekimlere başladık. Şevket’ten bir ses geldi; kurusıkı ile birisi Şevket’i vurmuş. Ben de sinirlendim. İçlerinde silah kullanmayı en iyi bilen ben olduğum için kendimden şüphe etmedim. Fakat kamera kayıtlarına baktığımızda, Şevket’i vuranın ben olduğunu anladık!

Oya Okar: Burak’ın ilk çatışma sahnesiydi. Çatışma bitince öne doğru ilerlememiz gerekiyordu. Ben hareket almaya karar verdim ama arkasında olduğum için harekete başladığımı görmedi. Yanına yaklaştığımda Burak ateş etti. O an merminin bana doğru geldiğini gördüm. Neden yaptığımı bilmiyorum ama reflex olarak mermiyi durdurmaya çalıştım.

Zafer Ergin: Mermiye kafa atan kadın! (Gülüyor)

Kadın Polis Olmanın Zorlukları

◊ Kadın olarak bir polisi canlandırmanın zorlukları neler?

Oya Okar: Eski bölümlere baktığımda, daha hanım hanımcık, daha prenses bir karaktere sahip olduğumu görüyorum. Zamanla bu evrenin içine dahil oldukça o ruh benim üzerimden sıyrıldı. Ne olursa olsun, erkek egemen bir dünyanın içine giriyorsunuz. Bu da kadının mizacını biraz daha sertleştiriyor sanırım.

Uzun Süreli Dostluklar ve İşbirlikleri

◊ Yıllardır birlikte çalışıyorsunuz. Birbirinizin öne çıkan yönlerini nasıl tanımlarsınız?

Özgür Ozan: Bana genelde “Şevket de televizyondaki gibi mi?” diye soruyorlar. Ben “Çocuklar Duymasın”dan geldim, komedinin dibinden. Burada bambaşka bir karakteri, polisi canlandırıyorum. “Stop” denince iş biter ama 19 senede o kadar içimize işlemiş ki karakter... Zaman zaman iletişimlerimde sertleştiğim oluyor.

Şevket Çoruh: Tiyatroyla çok turneye gidiyoruz. Oyun sonrası seyirciyle fotoğraf çektirdiğimizde en çok karşılaştığım soru, “Hüsnü Çoban nerede?” oluyor. Her zaman beraber gezdiğimizi düşünüyorlar.

Zafer Ergin: Ben Devlet Tiyatrosu’nda 8 sene padişahı oynadım. Padişah olmanın sorumluluğu var. Bir gün otobüs durağında bir gazeteci beni çekmiş; duruşum bile ona uygun. Mesela yeni bir eve taşındım, beni yönetici seçtiler. Görüntümde var herhalde yöneticilik. Ama aslında ben o kadar çok komedi oynamak istedim ki, hiç nasip olmadı.

Şevket Çoruh: Aslında Zafer Abi’nin o otoriter tavrından dolayı dizide komedi çıkıyor.

Evine Dönüş Hissi

◊ Şevket Bey, siz bir dönem diziden ayrıldınız, sonra geri döndünüz. Ayrıldığınız dönemde bir boşluk duygusu oldu mu?

Şevket Çoruh: O dönem iki farklı dizi çektim. Sürekli “Ne zaman döneceksin?” diye soruyorlardı. İnsanlar bu kadar uzun süre oynanmış bir karakterin üzerine başka bir dizide senin gerçekliğine inanmıyor. Ancak dizinin bitmesi gerekiyor.

Özgür Ozan: Çünkü dizi içerisinde devam ediyor o karakter.

Şevket Çoruh: Ben diziden ölerek ayrılmamıştım; Amerika’ya gitmiştim. “Ne zaman döneceksin Amerika’dan?” soruları hiç bitmedi.

◊ Ekibe dönünce ne hissettiniz?

Şevket Çoruh: Evine dönmüş gibi hissediyor insan. Uzun süre bir takımda oynamış futbolcular gibi. Yine takım arkadaşlarım, ekibim ve seyircide de karşılığını bulması benim için çok değerli.

Yorumlar (0)

wave

Yorum Bırak

wave

Arama Yapabilirsin