Erkan Can, Sibel Arna'nın Programında
Haber Merkezi'nin sunmuş olduğu, gazeteci Sibel Arna'nın popüler YouTube programı “Ne Olursan Ol Rahat Ol”, birbirinden değerli ve ünlü konukları ağırlamaya devam ediyor. Programın yeni bölümünün konuğu ise usta oyuncu Erkan Can oldu.
Hızla gelişen tiyatro dünyasında yeni bir soluk getiren Erkan Can, katıldığı programda yeni kurdukları Karavan Tiyatro ekibinden bahsetti. Gezici bir kumpanya oluşturan ekip, Türkiye'nin keşfedilmemiş köylerine ve ulaşılması zor yerlerine karavanla sanat götürmeyi amaçlıyor. Can, her şehirde bir dostunun bulunduğunu ve son olarak gittikleri Asos turnesinde yaşadığı keyifli anları paylaştı. Eski arkadaşı Türker Bey sayesinde tatile gitmekteymiş gibi hissettiğini vurguladı.
Erkan Can, program sırasında bota binip ters takla atarak denize daldığı anları da Sibel Arna ile paylaştı. Bu cesur hareketiyle 65 yaşında olmanın genç bir ruh haliyle nasıl yaşanabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi ve izleyicilerden “maşallah” dedirtti.
Tiyatro Karavan'ın İlk Oyunu: Sait Faik ve Savaş Dinçel'i Anıyor“Meraklısı için öylesine bir hikaye”, ünlü yazar Sait Faik Abasıyanık'ın eseridir. Bu eseri tiyatroya uyarlayan ise Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Savaş Dinçel. Tek kişilik oyunda meddah performansı sergileyen Bilal Çatalçekiç'in yönetmenliğini ise Erkan Can üstleniyor.
“Müzikleri ve tüm sesleri, aynı zamanda bir klarnet virtüözü olan Bedirhan Şentürk’e ait. İki paravan bir karavan” sloganıyla sahne alan ekip, izleyicileriyle daha yakın bir bağ kurmayı ve sanatın en güzel halini paylaşmayı hedefliyor. Sait Faik Abasıyanık’ın 70. ölüm yıl dönümü vesilesiyle, ustayı tanımak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyorlar.
Telefon Ekranında Erdal Tosun
Programın bir bölümünde Erkan Can, Dostoyevski'nin anlamlı bir sözünü okumak için cebinden telefonunu çıkardı. O esnada Sibel Arna, Erkan Can'ın telefon ekranında gülümseyen gözleriyle bakan rahmetli Erdal Tosun'u gördü ve merakla sordu: “Sizin ekran resminiz Erdal Tosun mu?”
Erkan Can, bu soruya verdiği cevapla dostluğun ve sevginin ne denli derin olabileceğini bir kez daha hatırlattı: “Beni yalnız bıraktı. Ne yapalım; böyle devam ediyoruz mecbur.”
