ASLA YARGILAMIYORUM
- Eşim, Zehra'nın babası, seyahat etmeyi çok severdi; çapkınlığı da huyları arasında yer alıyordu. Bunu bilerek kabul etmiştim, asla yargılamıyorum! Ancak, böyle bir durumu duymak ve öğrenmek istemezdim. Çocuğum olması nedeniyle ailemizi sürdürmek için çaba gösteren bir kadındım. Benim ailemde, annemde ve babamda böyle şeyler yaşanmadı, biz kalabalık bir aileyiz, bir aşiretiz; herkes evine sadıktır, herkes affedicidir. Fakat uzun bir süre sonra bu durumu öğrenmem, bana bir ihanet gibi geldi; aldatmaktan çok daha derin bir acıydı. Ve onu affedemedim.
GÜZELLİĞİME ÇOK GÜVENDİM, HALA DA GÜVENİYORUM
- Kendimi beğeniyorum; her zaman beğenmişimdir. Gerçekten çok güzel olduğuma inanıyorum. Yaşım ilerlese de güzelliğimi koruduğumu düşünüyorum.
- Sarkmayı hiç sevmiyorum. Boynum sarkarsa, onu aldırmayı düşünebilirim. Büyük konuşmuyorum ama, yaşımın ve yaşımın kadınlığının değerini biliyorum.
- Güzelliğime tabii ki çok güvendim; hala da güveniyorum. Ancak bu güvenimi sadece fiziksel güzellik ile sınırlı tutmadım. Bunun yanı sıra kendimi geliştirmek için müzik ve spor eğitimi aldım. Bunları, yalnızca gösteriş için değil, hayatın ne kadar önemli olduğunu düşünerek yaptım. Aileme sahip çıkmak da önemli bir güç; bu güçle birlikte yaş almak, hem güzelliğimi hem de mutluluğumu artırıyor.
“POPOSU BÜYÜK” DEMİŞLER
Jüride ünlü İtalyan aktör Franco Nero vardı; ben de Kainat Güzeli unvanını kazanarak Türkiye’yi temsil edecektim. O anki yarışmada gerçekten de bacak boyu benim boyum kadar olan birçok güzel yarışmacı vardı. Jüri içinde kargaşa çıkmıştı; "O olsun, bu olsun" diye tartışıyorlardı. Franco Nero, benim için "Poposu büyük" demiş, ardından "Poposu büyük ama çok güzel" diye de eklemişti. Bu sözleri, benim için oldukça anlamlıydı.
HAYATIMI KADİR İNANIR KURTARDI
Hülya Avşar, yıllar önce bir film çekimindeki vurulma sahnesini anlatırken, Kadir İnanır'ın hayatını nasıl kurtardığını da dile getirdi.
Avşar: "Fünyeden korkuyordum. Yapımcıya dedim ki, çok fazla patlamasın diye, bir tane kalbime koyun, oradan yiyeyim öleyim kurşunu dedim. Onlar da beni dinlediler ama Kadir geldi, fünyenin ucu görünüyordu. Olmaz dedi, çıkarın onu çabuk kalbimden dedi. Kadir o fünyeyi kalbimden çıkartmasaydı, ben gitmiştim. Meğerse o fünye tahrip fünyesiymiş; set çalışanı alkol alıyordu ve sabaha karşı aklına gelen bir fünye bulmuştu. O patlama oldu, ben vücudumdan çıkan her şeyi gördüm, seyirciye, yönetmene her yere sıçradı, o an kelime-i şehadet getirmeye başlamıştım..." şeklinde konuştu.