Mahkemeye çıkarılan Mehmed hakkında elinin kesilmesi kararı verilmişken, Hristo’nun Osmanlı adaletine tanıklık etmesiyle olaylar yön değiştirir. Gördükleri karşısında derinden etkilenen Hristo, şikâyetinden vazgeçerek bambaşka bir yolculuğa adım atar — onun dönüşüm süreci böylece başlar. Öte yandan Mehmed, devlet işlerinde yeni bir safhaya geçmeye kararlıdır. Vezirleriyle bu yeni dönemin işaretlerini paylaşmaya hazırlanır, özellikle Çandarlı’ya yeni usulü detaylarıyla aktarır. Artık gözünü batıya dikmiş, fetihlere garb yönünden devam etmeyi planlamaktadır.
Bu esnada Şeyhülislam, Fatıma’yı Saltuk’a nikâhlamıştır. Toy için hazırlıklar başlarken, şehre gelen gizemli bir yabancı her şeyi altüst eder. Bu kişi, Fatıma’nın kendini yeni bir serüvenin içinde bulmasına sebep olur. Bir anda ortadan kaybolan Fatıma, sadece Saltuk’un değil, çevresindekilerin de endişelenmesine neden olur. Artık herkesin aklında tek bir soru vardır: Fatıma kimin izini sürmektedir? Ve Saltuk, onu zamanında bulabilecek midir?
Haremde ise bir dönemin sonu yaşanır. Mara, hem hareme hem de hatunlara veda eder. Sultan Mehmed ona önemli bir görev vererek Sırbistan’a geri göndermiştir. Bu gidiş, Harem’de yeni bir devrin artık başlamayacağını, geçmişin izlerinin yavaş yavaş silindiğini gösterir. Ufukta yeni başlangıçlara dair bir işaret görünmemektedir.